Bu kitap emeğin kapitalizm ile ilişkisini teorik bir çerçeveden incelemeyi amaçlayan bir çalışmanın ürünüdür. Bu kitap kuşkusuz emek ile kapitalizm arasındaki ilişkiyi inceleyen ne ilk çalışmadır ne de son çalışma olacaktır. Ancak kitabın dayandığı düşünce diğer çalışmalardan bir noktada ayrılmaktadır: Literatürde emek ile kapitalizm arasındaki zıtlıklar çıkar çatışmaları ve çelişkilerin neler olduğunu inceleyen çok sayıda çalışma vardır. Ancak bu kitabın iddiası emek ile kapitalizm arasındaki zıtlıkların çıkar çatışmalarının ve çelişkilerin nasıl oluşturulduğunun anlaşılmasına ışık tutmaktır. Bu kitabın belki de can alıcı noktası manipülasyon kavramının kullanılması değil manipülasyon sürecinin nasıl gerçekleştirildiğinin gösterilmesine çalışmasıdır.Manipülasyon teorisinin özünü kültür oluşturmaktadır. Çünkü sanayi devrimi öncesi ve sonrası dönemlerde insanları işe koşmak için fiziksel zorlama yöntemi kullanırken günümüzde fiziksel zorlama yerini manevi zorlamaya bırakmıştır. Bu kitap insanların işe koşulurken karşılaştıkları manevi zorlama sürecinin nasıl işlediğine işaret etmektedir; manevi zorlama süreci manipülasyon kavramı ile açıklanmakta ve manipülasyonun da kültür ile gerçekleştirildiği gösterilmeye çalışmaktadır.Kitap üç ana başlıktan oluşmaktadır. Birinci bölümde emeğin yaratılma sürecinin özünü oluşturan kültür olgusu incelenmektedir. Kültür başlı başına kapsamlı bir konu olduğu için kitabın hazırlanmasında kültürün ne olduğunu derinlemesine incelemekten daha çok kültürün emek ile olan ilişkisini vurgulamaya yönelik konular üzerinde yoğunlaşılmıştır.Kitabın ikinci bölümü emeğin kültür aracılığıyla ortaya çıkarılma sürecini incelemektedir. Emeğin en önemli belirleyicilerinden birinin kültür olduğu düşüncesi örneklerle savunulmaktadır. İlk iki bölüm başlı başına bir çalışma konusudur. Bu bölümler aslında emeğin kültür teorisi olarak nitelendirilebilecek bir içeriğe sahiptir. Kanımca ilk iki bölümü esas almak emeğin sadece üretim yönlü manipülasyonunun anlaşılmasına hizmet edecektir. Benim savunduğum düşünce ise literatürdeki diğer çalışmalardan üçüncü bölüm ile birlikte farklılaşmaktadır. Çünkü emek sadece üretim yönelimli olarak değil aynı zamanda tüketim yönelimli olarak da manipüle edilmektedir. Dolayısıyla "emeğin kültür ve manipülasyon teorisi" aslında iki temel boyuta kendisini dayandırmaktadır. Bunlar "emeğin üretim amaçlı manipülasyonu" ve "emeğin tüketim amaçlı manipülasyonu"dur.Kitabın kurgusu da manipülasyon düşüncesi esas alınarak hazırlanmıştır. Birinci bölüm manipülasyonun oluşturulmasında ve aktarılmasında en etkin araç olan kültür konusunu incelemektedir. Çünkü manipülasyon süreci insanın düşünce yapısını biçimlendiren ve etkileyen kültürü kullanmaktadır. İkinci bölüm kültürün emeğin belirlenmesi ve tanımlanması sürecindeki rolünü incelemektedir. Son bölüm ise altı alt başlık ile manipülasyon sürecinin nasıl gerçekleştirildiğini incelemektedir. Bu başlıklardan beşi yöntemi vurgularken son başlık bir gazete haberinin yorumuna dayanmaktadır. Dolayısıyla ilk iki bölüm daha çok teorik bir arka plan ile ilgilenirken son bölüm manipülasyon sürecinin pratik işleyişi ile ilgilenmektedir.