Ben buralara gelirken sokakları böyle ıssız düşlememiştim. Gördüklerimle gerçeklikten saptım. Etrafımdaki sessizlik ölüm sessizliği yalnızlıktı. Bu sokaklar ağı bu mahalle saklısında hüzün veren kurgulanmasından korktuğu yıllanmış bir öyküyü barındırıyor gibiydi. Gerçeğin böyle gündüz gündüz aydınlıkta olmayıp gecenin uykunun ve düşlerin derinliğinde olduğunu anlıyordum. Yalnızlaşmaktan korkup sokağın ucuna doğru kendimi kovalayıp kaçarken durdum birden.
Naime hastalandığında annemin genç doktoru çağırmak için geldiği evin önündeydim çünkü. Kalbim çarpmaya başladı. Nasıl da unutmuştum? Evin sakinlerini sahiplerini kızların kaderlerini hatırladım birden. Dolu doluydum. Böyle aniden karşıma çıkıvermesi sarsıp silkeledi beni. Kaotik birbiri içine geçen pek çok öykü vardı bu evde. Aslında yalnızca bu evde değil bütün evlerde vardı. Hatırlamaya kimden nereden hangisinden başlamalıydım bilmiyordum...