Çocuk gözlerde büyümek hayatın acımasızlığının minik bedenlere koca birer insan sorumluluğu yükleyerek onları küçücük yaşlarında ve çocuk gözlerinde eve ekmek parası götürmeye iten toplumsal gerçekliğin bir hikayesi olmakla kalmayıp ilerleyen zamanlarda gördüklerinin yaşadıklarının ve tanık olduklarının bir iz düşümüdür.
"Eve daha fazla ekmek parası götürmek için çoğu günler yirmi beş kuruş verip fırından sıcak birer yarım ekmek dahi alamadan aç açına dönerlerdi boyacı çocuklar. İşlerinin iyi gittiği kimi zamanlarsa akşama dönüş yolunda fırından alınan sıcacık ekmeğin buğusuyla buluşturabilmişlerse bir parça helvayı sırtlarındaki boya sandıklarıyla ve renk cümbüşü elleriyle ağızlar dolusu kahkahalar eşliğinde öyle bir iştahla yerlerdi ki helvalı sıcak ekmeklerini işte o vakit dünyanın en mutlu çocukları olup çıkıverirlerdi".
Bu kitabı yukarda anlatılanlar çerçevesinde ele almakla beraber asıl olarak zamanla yitip gitmesini istemediğim kimi kişiliklerin ve o kişilikler etrafında yaşanan olayların ve olguların tarihteki yerlerini almaları amacıyla kalem aldım.