Küçük Asya'da zengin bir aile ortamında dünyaya gelmiş genç bir Ermeni1915 katliamından şans eseri kurtulur. Ailesinin tamamı katledilmiştir.1918 yılına kadar büyük zorluklar çekerek hayatta kalmayı başarır. Silahsızlanmanın ardından İstanbul'a gidecektir. İşgal kuvvetleri arasında Fransızlar da vardır. Oradan bir şekilde Paris'e gider. Burası çocukluğundan beri hayalini kurduğu düşlerin ülkesidir. Elinde cesaretinden ve fizik gücünden başka hiçbir şeyi olmayan genç adam çalışır çabalar uzun uğraşlar sonunda elmas trasçısı olur. Artık Türkiye'de olduğundan çok daha iyi yaşamaktadır.1930 yılında yaşanan büyük ekonomik krize kadar herşey yolundadır ama krizle birlikte işsiz ortada kalır.