"İbn Haldun sadece bugünün sosyal olaylarını anlamak için değil sosyal bilimleri ve daha genel düzeyde beşeri/toplumsal hareketin dinamiklerini ve seyrini anlamak için de gerekli bir kaynaktır. Kadir Canat'ın bu çalışması İbn Haldun'u anlamamızı kolaylaştırıp bize özgü Batı-dışı bir sosyolojinin anahtar terimleri konusunda önemli ipuçları veriyor."
(Ali Bulaç)
"Türkiye'de modernleşme politikalarının sonucu olarak kurgulanan "yeni" toplumun kendini temsil araçları ve kendini anlama yöntemleri yenildiği Batı'yı taklitle şekillendi. "Eski" ve "doğulu" olan unutulması gereken dünyalar olarak kabul edildi. Buna karşı sergilenen direniş ise "eski"yi ve "Doğu"yu dondurup mutlaklaştırarak kutsallaştırdı. Toplumun kendine bakma yollarını dillerini ve kelimelerini fakirleştiren bu kutuplaşmadan sosyal bilimler de payını aldı. Sosyal bilimlerle ilgili topluluklar arasında bir tarafta görülmeyen adı bilinse de genellikle "geçmişte kalmış" "aşılmış" ezber tespitlerle fazla itibar görmeyen İbn Haldun diğer tarafta sadece ismi zikredilerek adeta bir temsil nesnesi gibi sembole dönüştürüldü. Kadir Canatan'ın emek dolu bu kıymetli çalışması bize toplumların fakat daha da önemlisi o toplumlara bakma yolu olarak sosyal bilimlerin devamlılığını iç içeliğini gösteriyor; bize yeni diller ve kelimeler sunarken birbirimizle konuşabilmemiz ve zihinlerimizin de demokratikleşmesi için çok önemli ipuçları veriyor." (Ferhat Kentel)
"Mukaddime'nin ve klasik sosyal bilimlerin temel kavramlarına açıklık getiren elinizdeki bu eser ciddi ve dikkatli bir incelemenin ürünüdür. Sosyal bilimlere özellikle İbn Haldun'un bu konuya ilişkin görüşlerine ilgi duyanların işlerini kolaylaştıracak Mukaddime'nin daha kısa zamanda daha iyi anlaşılmasına katkı sağlayacak niteliktedir. Bu bakımdan önemli bir ihtiyacı karşılamaktadır."
(Süleyman Uludağ)