"İSA DEDİ Kİ: 'BU SÖZLERİN YORUMUNU BULAN ÖLÜMÜ TATMAYACAKTIR. HER KİM ARARSA BULANA KADAR ARAMAYI BIRAKMASIN. EĞER BULURSA HAYRETLER İÇİNDE KALACAKTIR. EĞER HAYRETLER İÇİNDE KALDIYSA HAYRAN OLACAKTIR. VE KAİNATA HÜKMEDECEKTİR.'"
Yakup'un Beş İncili gerçek olaylardan esinlenerek kaleme alınmıştır. Kitapta geçen olaylar kişiler mekânlar ve zamanlar tamamen gerçek olduğu gibi; kişiler arasındaki diyaloglar da değişik kaynaklardan karşılaştırılarak mutlak doğrusu verilmeye çalışılmıştır.
1947 yılında Kumran'da bulunan Yazmalar'dan yola çıkan yazar Yücel Kaya kaybolduğu ileri sürülen "Ölü Deniz Parşömenleri"nden bir tanesinin izini -geçmiş 2000 yıllık süreç içerisinde- yüzlerce kaynaktan araştırmıştır. Yakup'un Beş İncili'nin kurgusu da bu 2000 yıllık tarihi sürece dayanmaktadır.
Yakup İncili'nin önemi bir Nasturi rahibi olan Rahip Bahira'nın çeşitli kaynaklarda yer alan bilgileriyle ortaya çıkmaktadır ki bu durum Yakup İncili'nin yazıldığı MS 71 yılından tam beş yüz yıl sonrasına (MS 571) tekabül etmektedir.
Kâhin Satih Abdülmesih Gassani ve Pers İmparatoru Nuşirevan arasında geçen diyaloglar ile Yemen Hükümdarı Seyf bin Zi Yezen'in gizli bir kitaptan aldığını iddia ettiği bilgiler Yakup İncili'nin önemini ortaya koyuyor. Tüm bunlar kitapta bir roman kurgusu içerisinde yerini alıyor.