Aşk! Sevgilinin yüzüne yuvarlak küçücük bir aynadan yansıtılan gün ışığının içinden doğan aşk! Yanık bağırlı gençlerin yastık altlarında saklanan "Kerem'lerde" yaşatılan aşk! Bülbülün güle söylediği şarkılarda beslenen aşk! Bir çift tatlı lakırdıda onurlandırılıp gönülde yoğrulan ve bedenlerde ısıtılıp ruhlarda kavrulan bir "ah" çekişte bedenden de ruhtan da geçiren aşk! Yazık! Ne durumlara düşürülmüş! Sökülmüş sıcak ciğerlerden kovulmuş gönüldeki köşkünden. Kirletilip iki bacak arasına sürülmüş mahkûm edilmiş artık! Bir gece vakti izbe bir park köşesinde üzerinde vatanın kurucusunun ismi yazılı olan okul üniformasıyla ki görmeye dayanamazdı o mavi gözlü adam şu mavi gözlü kızın halini kırk yaşındaki bir adamın kucağına oturmak olmuş artık aşk! Yazık!