Yazar "Subjektif bir değer olan edebî eser objektif bilim metotları ile incelenebilir mi? Edebiyat eğitiminin hedefleri ile edebî değer arasında ne gibi bir ilişki vardır? Uyguladığımız edebiyat eğitimi ne yaparsak daha verimli olabilir? Terimleşme konusunda müşterek kabuller nasıl bulunur? Edebiyat eğitimi uygulamasında karşımıza çıkan problemler YÖK programı ve üniversite müfredatında yer alıyor mu? Okuldan mezun olan öğrencinin göreve başlayabilmesi ile üniversite eğitiminin bir ilgisi var mı?..." gibi sorular sorarak edebiyat eğitimi edebî değer ve hayat arasında ilgi kurmaya çalışır; edebî değeri temel problem olarak düşünür.
İnsan yaşamak için tefekkür eder sever paylaşır çalışır. Çalışmak genel anlamıyla bir meslek grubuna bağlı olarak hizmet ve üretim yapmak anlamına gelir. Edebiyat ile ilgili eğitimimiz bize hayatımızı sürdürebilmek ve geçimimizi sağlamak üzere bir meslek kazandırmalıdır.
Edebiyat eğitiminde ve edebî değer yargılarında var oluşun sırlarını çözmeye çalışmak ve bu yolla vatanımıza hizmet etmek en önemli hedeflerimiz arasındadır.
İlkeleri belirlenmiş bir üniversite eğitimi edebî değeri eser ve hayat planında yakalayabilir. Edebî değerin ilkeleri bu bakımdan çok önemlidir. Eserin bu cildinde millî ve evrensel planda geçerli olan bir edebî değer tartışması açılmakta ve onun ilkeleri makul sınırlarla belirlenmektedir.