Büyük usta Huşeng Golşiri'nin kısa öyküleri Fars öykücülüğünde yeni dönem başlatmıştır. Sadık Hidayet Sadık Çubek ve Gulamhüseyin Saedi gibi ustalarla boy ölçüşen Golşiri'nin izinde yeni kuşak öykücüler yetişmiştir. Golşiri'yi okunmadan İran kısa öykücülüğü okunmuş sayılmaz. Geleneğin gölgesinin siyasal ve toplumsal baskının ve boğucu sansürün hükmünün sürüdüğü dönemde içeride hapiste ve dışarıda İran Yazarlar Birliği Yönetim Kurulu üyesi olarak kalemini asla bırakmayan Golşiri'nin bu eseri onun kısa öykücülüğünün en parlak örneklerinden biridir. Ölümün yorumlanması değil ölümün yorumladığı bir eksende yaşamı ve insanları ele alan yazar dili kullanmadaki kendine özgü ustalığıyla okuru büyülü bir vehmin vahasında gezdirirken ona gerçek yaşamın ta içinde dönüp durduğunu fark ettirmektedir. Ölüm yaşamla aynı sofraya oturmakta aynı yatağı paylaşmakta aynı tavlada zar atmakta...