Ne zaman eski okulumdan içeri girsem çocukluk anılarımın etkisi altında kalır içime bir anlatılmaz çocuksu duygu ezikliği siner. Ramazan geceleri sahurdan sonralara dek koşup oynaştığımız serin salonun yeşil boyalı siyah çizgili sütunlarına kapanıp doya doya ağlamak gelir içimden. Ne oldu o günlerimiz nerde o arkadaşlarımız? Şimdi biz nerelerdeyiz?
Ya boş çekenler? Hiç onları unutamıyorum. Boş çekenler hep aklımda.
1926'da Darüşşafaka'nın giriş sınavını biz yüz çocuk kazanmıştık. Aklımda kaldığına göre okula 30 çocuk alacaklardı. Bahçede merdiven dibinde kur'a çekiliyordu. Çocuklar gelip elini torbaya sokuyor:
"Boş!.."
"Boş!.."
Boş çekenler boynu bükük küskün dargın dönüp gidiyorlardı ağlıyorlardı.
İlk doluyu ben çekmiştim.
Şimdi düşünüyorum acı acı düşünüyorum! Ya boş çekseydim?.. Belki okuryazar bile olamazdım şimdi yoktum. Bütün bir hayat bir kâğıdın üstünde "boş" yada "dolu" yazılı olmasına bağlı...
Boş çeken çocuklar ne oldular neredeler?
Aziz Nesin