"Büyük şehirlere göç" süreci ile önce fiziken varlık gösterildi.
Özellikle 60'lı ve 70'li yıllarda kültürel faaliyetler yoğunluk kazandı ve asıl başlangıç bu yıllarda yapıldı. Hemen hemen her taze başlangıçta samimi duygular idealler düşünceler vardır...
Belkide bu yüzden 60'lı ve 70'li yıllar en "hasbi" duyguların yaşandığı yıllardır. 90'lı yıllar muhafazakarlar lehine sermayenin el değiştirmeye başladığı yıllar oldu. Aynı zamanda bu yıllar siyaset sahnesinde güçlü olmasa da dikkate alınması gereken etkili bir aktör olarak boy gösterilmeye başlandığı yıllardı.
İse Türk toplumu yeni vebambaşka bir muhafazakarlık anlayışı ile karşılaştı... sermaye sahibi olarak daha "zengin" siyasetten daha "etkili ve güçlü" ve imaj olarak daha "anlamlı" bir muhafazakarlık...
Elinizdeki bu kitapta "hasbi duygularla yola çıkmış olan" muhafazakarların gelinen noktada daha "zengin" daha "etkili" daha "güçlü" ve daha "alımlı" olarak verdikleri imajın bir eleştirisini bulacaksınız.
Bu kitapta "yeni" değil "geleneksel" ya da "demokrat" değil "Entegre Muhafazakarlığın" eleştirisini bulacaksınız.