"Aslında yalnızca bir tek hayat değil birçok hayat yaşadım hayat kesitlerim birbirinden o kadar ayrıydı. Kolay bir hayatım olmadı. İsveç'lilerin deyimiyle 'gül bahçesinde' değildim. Yaşamadığım bir şey kalmadı: başarılar korkunç derecede çok çalışma takdir kitlelerce sevilme izlenmeler nefret cezaevleri başarısızlıklar ve temel düşüncemde (kadın sorunu ve evlilik sorunu üzerine) yeterli anlayışı görememem yoldaşlarla acı farklılıklar düşünce ayrılıkları ama aynı zamanda Parti'de (Lenin'in yönetimi altında) uzun yıllar beraber ve uyumlu çalışma. Çevremde her zaman çok arkadaşım vardı. Fakat bir sürü nefret çekememezlik ve kıskançlık da oldu. Büyük aşkı ama öte yandan kıskançlığın acı tadını da yaşadım... Her zaman 'yaşamayı' bildim ve bugün hâlâ bu yeteneğe sahibim. Ve hayatımda en büyük ve en anlamlı anın hangisi olduğu sorulsa bana hiç düşünmeden cevaplayabilirim: Sovyet iktidarının ilan edildiği an."