İnsan şu hayat içinde bir yolcu... Ruhlar âleminden anne rahmine anne rahminden çocukluğa çocukluktan gençliğe gençlikten ihtiyarlığa ihtiyarlıktan kabre kabirden haşre haşirden ebede doğru yol alıyor. Her zamanın insanın üzerinde bir başka tesiri oluyor her yaşın bir başka hükmü bulunuyor. İnsan her daim kendini bir başka yolda bir başka rolde bir başka sınavda buluyor. Bu sınav zamandan zamana mekândan mekâna değişiklik gösterdiği gibi sınav vesileleri kişiden kişiye de farklılık gösteriyor. Herkes aynı insanlık paydasında buluşsa bile herkesin sınavı ayrı ayrı oluyor.
Sınav sorgusunun yoğun olarak yaşandığı dönemler genellikle ergenlikten ilk gençliğe geçilen günlere rastlıyor. Bu sorgulamayı yaşadığınızda yaşınız kaç olursa olsun gerçek yaşınız kendinizde kâinata meydan okuyabilecek bir gücü bulduğunuz yaş oluyor. Bu dönem fetihlerin ve fütuhatların olduğu bir dönemdir. Bu dönem insanın zihnini dağıtan himmetini söndüren şevkini kıran nefsi arzuların his ve heveslerin galeyanda olduğu bir süreçtir aynı zamanda... Bu bakımdan gençlik dizginlenmesi halinde insanı pek büyük hayır ve mutluluklara başarılara ulaştıracak güç kaynağıdır. Şayet dizginlenmezse bunca büyük potansiyeli ile birlikte gençlik kötülüklere felaketlere maddi ve manevi tehlikelere sebep teşkil edebilir.
İnsan hayatı çocukluk ve gençlik istasyonlarından geçerek devam eder. Bu istasyonları geçerken uyulması gereken kurallara uyanlar yüreklerini sevgiyle sulayıp geliştirenler hayatlarında başarılı mutlu ve huzurlu olurlar. Başkalarına faydalı olmak veren el olmak mutluluğa atılmış en sağlam adımlardır. En büyük başarı mutlu olmaktır. İşte size bunun formülü "İnsanların en hayırlısı insanlara faydalı olanıdır."