Bu çalışma birbirinden kopmuş farklı disiplinlerin ekonomik sosyal ve politik dünyayı anlamasının ve açıklamasının olanaksız olduğuna; iktisada ekonomiye ve ekonomik gelişme olgusuna indirgemeci olmayan ve bütüncül bir yaklaşımın gerekliliğine duyulan inancın bir ürünüdür. Bu çerçevede yerleşik iktisadın ekonomik sorunlara çözüm getirememesi karşısında hep iktisadın katı çekirdeğinin sınırları içerisinde kalarak dışaleme bakmak ve eksikliği dışalemde aramak yerine dışardan iktisada bakılması benimsenmişti. çağdaş yöntemsel araştırmaların üzerine odaklaştığı Bilim Felsefesi ile sınırlı kalınmaktan kaçınılarak genel olarak Antik Yunan Uygarlığı'na kök salan felsefi tartışmalara Ahlak Felsefesi ve Tarih Felsefesi alanındaki görüşler üzerinde durulmaktadır. Yerleşik iktisat kuramları ve alternatif açıklamalar temel aldıkları 'akıl' kavramı ve buna dayanan bilimsel ve etik açıklamaları arasındaki ilişkiler ekseninde incelenmektedir. Farklı 'akıl' kategorilerinin farklı bilgi kategorilerine ve etik anlayışlara yol açtığı vurgulanmaktadır. Akıl bilgi ve etik üzerine farklı görüşlerin iktisadın açıklayıcılık ve kılavuzluk yeteneğinin artırılabimesi yönünden sonuçları değelendirilmektedir.