Direngenlik isyan duygusu ve gözükaralık sanki kalıtımsaldır Diyarbakır'da. Tarihin pek şefkatli davranmadığı şiddetin akrep gibi ortalıkta dolaştığı toprağı sürekli çiğnenen gülüşü dondurulmuş dili ertelenmiş acıya tanıklık etmesini bilen bu şehirde küçeçıkmazların örtmelerin havuşların tahtların eyvanların birbirine karıştığı mahallelerde o iri taşlı sağlam evlerde kürsüsü gani çayı kaçak duvarları ıslak kahvelerde sancılı sokaklarda beden dibinde ve viran caddelerde rastlayabiliriz onlara. Hepsi de bedenlerinin bir yarısında şövalyelik diğer yarısında cellatlık taşır. Onlar Diyarbakır kırıklarıdır.