Hz. Muhammed'in ve İslam'ın doğuşunun öyküsü hiç böyle anlatılmadı.Hz. Muhammed her fırsatta kendisinin de "diğer insanlar gibi bir insan" olduğunu söylemiş. Allah da peygamberinin bir insan olduğunu göstermek için O'nun insana özgü günahlardan her birini bir kez işlemesini sağlamış.
İlk baskısını Almanya'da 1932 yılında yapmış Hz. Muhammed kitabı da son büyük dinin peygamberini "günahlarıyla sevaplarıyla" anlatıyor.Böylece okur kitleleri peşinden sürüklemiş büyük bir imparatorluğun temelini atmış bir büyük İnsanın öyküsüyle birlikte bir yeni dinin doğuşuna tanık oluyor.Dinler arası diyalog mu?Yeni bir icat olduğunu sananlar yanılıyor. Dinler arası diyalog dinlerin doğuşu kadar eskiye dayanıyor.Esad Bey bir kez daha Muhammed'in kıbleyi Kabe'den önce. Kudüs olarak kabul ettiğini; Nevruz Bayramı'nın Hicret'te Muhammed'e yardımcı olan Yahudi Naurus'tan geldiğini; Medine'de Yahudi kavmiyle ve daha sonraları Hıristiyanlarca iktidar savaşımına girmeden Önce oruç ve bayram günlerinin önemli bir kısmının Yahudiler'in ve Hıristiyanların oruç ve bayram günleriyle aynı olduğunu hatırlatıyor.
Doğu sevdalısı bir Müslüman'ın Batılı okurlar için kaleme aldığı Hz. Muhammed son büyük dinin ve onun peygamberinin öyküsünü "günahlarıyla sevaplarıyla" ama her zaman büyük bir aşkla anlatıyor.