Bu toprakların her köşesinde her mekânında bir Gazi Mustafa Kemal Atatürk fotoğrafı karşımıza çıkıverir...Ekranlara yansıyan belgesel görüntülerde de Mustafa Kemal Atatürk geçiverir sıklıkla... Aslında gelip geçen biraz da şıklıktır!...Bazen tiril bir takım elbisedir bazen özenle seçilmiş bir şapka kimi zaman yakaları ceketin yaka üstüne düşmüş bir gömlek kimi zaman da rugan ayakkabılar uyumlu kravatlar.. ve çok özel gecelerde takıştırılan fraklar siyahlar...
Festen kalpağa kalpaktan şapkaya bir ülke ömrü gibi geçirilen hayat bir 57 yıl...Pelerin ilk kez Mustafa Kemal Atatürk'ün sırtında görülmüştür golf pantolonlar ipek iç çamaşırlar kırmızı astarlı ayakkabılar hatta süslü kırbaçlar...Hayaller kurarken bir yurt ararken bir ülke inşa ederken tek lüksü ve zevki şıklık olan giyinmeyi bir hobiye dönüştüren kelimenin tam anlamıyla kıyafetine özenen hatta sökük düğmeye dahi tahammül etmeyen Atatürk sadece kuralların kanunların
yürütmenin değil kostüm kıyafet ve şıklığın da önderi olmuştur sanki...O halde vakit kaybetmeden harekete geçilmeli tanıklara fotoğraflara hikâyelere ve kanıtlara başvurularak bir belgesel- kitap hazırlanmalı kuşaktan kuşağa aktarılmalıydı... 1989'da Hasan Yelmen ve Emre Kongar röportajlar yaptı...Ve anlatılanlar hemen hemen 20 yıl tozlu raflarda kaldı... Hayat anlatılanları gölgede bıraktı işler girdi meşgaleler eksik olmadı. 2010 başında tüm bu belge ve kayıtlar yeniden ortaya çıkartılarak Nebil Özgentürk ve arkadaşlarına teslim edildi. Açıkçası ekibimiz de onur duydu ve kollar sıvandı...Aylar süren redaksiyon çalışmasının ardından yeni araştırmalar yeni röportajlar yapıldı yeni yazı ve portreler eklendi özel köşeler saptandı. Onlarca röportaj sayfasının ve kaydın tozları silinmiş kuyumcu titizliği ve sabrıyla her satır her ses bir bir hayata geçmeye hazırlanıyordu.Tanıkların pek çoğu bu hayattan göçüp gitmiş olsa da tanıklıkları hayat bulmuştu. 20 yıl geriye gidilerek hikâyenin hikayesi çıkarıldı...Ancak..Yıllar öncesine dönmek öyle kolay olmayacaktı. Öyle ki her biri üçer saat olan ve zaman zaman daldan dala atlanan sohbet kayıtlarını derleyip toparlamak ve tematik hale getirmek kendi içinde ayrı bir "iş"ti. Hele ki "Gazi'nin Tanıkları'nın heyecanları bir de yaşları düşünüldüğünde deşifre etmenin kolay olmadığını belirtmek gerekti... Tozlu raflardan çıkıp 2009'un sonlarında tozu alınmaya başlayan ve ayağa kalkan Gazi'nin Son Tanıkları Anlatıyor; O Daima Şıktı artık hayata ve kuşaktan kuşağa geçebilecekti. Ve Bir Yudum İnsan Yayınevi'nce hazırlık öyüsü belgeseli ile beraber bir kitap hazırlandı.
Gazi'nin Son Tanıkları Anlatıyor:
Altemur KILIÇ: Deri ceketi Türkiye'ye ilk defa Atatürk getirdi.
Bedia MUVAHHİT: Atatürk Piyes yazdı biz oynaduk...
Cemal KUTAY: Tanıdığım Atatürk ve merhamet hissi.
Cevat Memduh ALTAR: Seyahatler için golf pantolon...
Füreya KORAL: Siyah pelerinli Atatürk
İhsan Sabri ÇAĞLAYANGİL: Protokol yarı devlettir...
Müzeyyen SENAR: Köşküm var deryaya karşı...
Sabiha Gökçen: Pilot olmadan önce soyadım "Gökçen"di..
Sadi IRMAK: Atatürk bir zaman ustasıydı...
Nadir NADİ: Bir gazete bir tarih...