Ayşe beş yaşındaydı ve ailenin tek çocuğuydu. Ama bu çok uzun sürmeyecekti. Çünkü Ayşe'nin yakında bir kardeşi olacaktı.
"Benim kardeşim doğduğunda onu çok seveceğim; giç kıskanmayacağım" diyordu.
Ayşe'nin bu sözleri babasının hoşuna gitti.
"Demek kardeşin doğduğunda onu hiç kıskanmayacaksın öyle mi?".
"Kıskanmam yabi' hiç kardeş kıskanılır mı?"
"Kardeşin doğmadan bunu bilemezsin. Her çocuk az veya çok kardeşini kıskanır..."
Babasının bu sözü üzerine Ayşe düşünmeye başladı.
"Kıskanmak ne demekti?
Çocuklar kardeşini neden kıskanırdı? O da kardeşini kıskanacak mıydı? Peki kıskanmak çok kötü bir şey miyidi?"
Ayşe aklına takılan soruları ve duygularını anne babasıyla çekinmeden paylaşabilen şanslı çocuklardandı!
"Babacığım dedi. "Kıskanmak ne demek? Kıskanmak kötü bir şey mi? Çocuklar neden kardeşini kıskanır?"
Arka arkaya gelen bu sorular karşısında Mehmet bey hülmeye başladı. Nuray Hanım da gülüyordu. Ayşe anne ve babasının gülmelerine bir anlam veremedi.
"Neden gülüyorusnuz sorduğum şeyler çok mu komik?" dedi.
"Hayır komik değil düşündürücü..." dedi baba. "Böyle düşündürücü sorular soran bir kızımız olduğu için çok şanslıyız.."