"Çok beğendiğin bir ayakkabıyla karşılaştığında kalbin çarpmaya başlar. Aynen çok yakışıklı bir erkekle karşılaşmışsın gibi. Ona sahip olmak istersin. Burada engeller başlar. Ayağının numarası kalmamış olabilir. Ayakkabı bütçene uygun olmayabilir. Ya da ayağın hiç rahat edemeyebilir ayakkabının içinde. Sana uygun olmayan bir erkek gibi. Eğer sen ona sahip olmak konusunda ısrar edersen mesela büyük olan ayakkabının içine kalıp koydurtup onu giyersen ya da onu satın almak için bütçeni zorlarsan doğru olmaz. Rahat edemezsin onunla. Eğer ayakkabıya bütçenin üzerinde para vererek sahip olduysan onu giymeye bile kıyamayacak sakınacaksın yağmurdan çamurdan. Çok âşık olduğun erkeği kaybetmekten korkar gibi... Ayakkabıyla mutlu olacaksın ama üstüne basılacak diye ödün kopacak. Bu da zamanla stres yaratacak. Sadece konforunu düşünerek satın aldığın ayakkabıysa mantık ilişkisi gibidir. Daima rahatsındır. Ne var ki çok mutlu olmazsın onlar ayağındayken. Gururla gezinmezsin. Sadece seni sevdiği için beraber olduğun bir adamla hissettiğin gibi."
Alışverişe Aşk Molası ve Alışverişe Kahve Molası'ndan tanıdığımız Suden bu kez New York'ta! Candan arkadaşlarını İstanbul'da bırakıp alışveriş tutkusunu muhteşem bir kariyere çevirmek üzere hem de. Suden vazgeçemediği ayakkabıları kahvesi havuçlu kekiyle yepyeni bir şehirde etkileyici ve güçlü iki farklı erkekle heyecanlı maceralara doğru yol alıyor ve ortaya da keyifle okunan bir roman çıkıyor...