Türk polisi; gördüklerini yaşadıklarını yaptıklarını konuştuklarını seyrettiklerini; zaman her şeyin üzerine silgisini vurmadan yorumlayarak belleğe kaydetme aşamasında artık. Gösterici direnişçi gibi değişik isimlerle karşısına çıkan veya çıkarılan kişilerin düşmanı değil kardeşi olduğunu bilecek kadar eş duyum (empati) sahibi. Ayrıca kendisini aşma dünyayla yarışma halinde. Devletine ve kendisini var eden milletine layık olabilme çırpınışında. Sadece yurt içinde değil yurt dışında da parmakla gösterilebilme arayışında.
Polisin durduğu nokta itibariyle aleyhindeki ön yargıları parçalamak gereğini görev sayan bu kitap ise içe dönük olarak bir "günlük" motifi... Yazarak kaydedilenler bir "otokontrol malzemesi" olarak
birinci elden kendisini anlama imkanı sunuyor okura.