Ortadoğu'da Hz.İbrahim'den sonra en çok benimsenen ve sahiplenme arzusu duyulan peygamber Hz.Eyyûb'dur. Ne yazık ki bu peygamberin hayatı ile ilgili bilgilerin çoğu efsane akıl ve mantığın kabul edemeyeceği rivayetlerden oluşuyor.
Hz.Eyyûb kimin soyundan geliyordu? Ne zaman ve nerede yaşamıştı? Gerçekten de sayılamayacak kadar malı mülkü arazisi ve hayvanı var mıydı?
Nelerle sınanmıştı? Hastalığı neydi? Hastalandığı zaman kaç yaşındaydı ve hastalığı kaç yıl sürmüştü? Gerçekten de yaralarına kurtlar düşecek kadar kokuşmuş muydu? Eşi Rahmet hastalığı boyunca kendisine nasıl davranmıştı?
Allah'ın emri üzerine ayağını yere vurarak yerden fışkıran yıkanarak ve içerek şifa bulduğu suyu nerede çıkmıştı? Neva kentinde mi? Urfa'da mı yoksa Urfa'nın ilçesi Viranşehir'de mi yıkanmıştı? Hastalığı sırasında sırtını dayadığı taş neredeydi?
Hz.Eyyûb sihhatine kavuştuktan sonra daha kaç yıl yaşamıştı? Vefat ederken kaç yaşındaydı? Nerede vefat etti? Şu anda dünyanın değişik yerlerinde ona ait olduğuna inanılan ve ziyaret edilen kaç mezarı var? Asıl mezarı nerede?
Osmanlı padişahı Sultan Dördüncü Murad'ın onun mezarıyla ilgili görmüş olduğu rüya gerçek miydi?
Geleneğe göre Hz.Elyesa onu mu ziyarete geldi yoksa mezarını mı? Hz.Elyesa'nın mezarı nerede? Viranşehir ve Diyarbakır'ın ilçesi Eğil'deki mezarlar ona mı ait?
Yukarıdaki tüm bu sorulara öncelikle kutsal kitapları (Tevrat Kur'ân-ı Kerim) yazılı kaynakları (tarih kısas tefsir ve hadis kitapları) ve efsaneleri gözden geçirerek cevap bulmaya çalıştık. Kaynaklardaki bilgileri öncelikle akıl mantık ve bilim süzgecinden geçirerek Hz.Eyyûb'un hayatını gözler önüne serdik.
Bu eser Hz.Eyyûb'un maceralı yaşam öyküsünü okumak isteyenlere tavsiye edilir.