Harem" kelimesinin değişerek kendisine yabancılaşan anlamı bizlere şehvet dolu kıvrak dansları müziği parfümleri heyecanı coşkuyu ve arzuların tatminini anlatır. Harem deyince hayal gücümüzün bize yaptığı tariftir. Peki ya gerçekte nasıldı? Ya köle kız ona ne oldu? Küçüğüyle büyüğüyle diğerlerinden hiçbir farklılık göstermeyen Mısır hareminde şahit olduğum onun hayatı nasıldı peki? Zavallı basit ilkel bir yaratıktı üstelik güzel bile değildi. Üstüne giydikleri basit olduğu kadar kapalıydı da kesinlikle hiçbir cinsel cazibesi yoktu; çünkü her haremde ne istediğini bilen hırslı gözleri keskin kadınlar kölelerin kıyafetlerinin göze çarpmayan sade giysiler olması gerektiğini düşünürlerdi. Eğer haremin efendisi Bey ya da Paşa evli değilse annesi ya da yakın bir akrabası tüm grubu idare ederdi; bunu ya bizzat ya da başkalfanın yardımıyla gerçekleştirirdi. Bir güdü bastırılamadığı veya kökünden sökülüp atılamadığında kontrol altına alınıncaya dek zayıflatılmalıydı; elden gelen her şey yapılmalı ve efendinin bir köleyi sevmesine -ya da en azından onunla evlenmesine- engel olunmalıydı. Eğer sultanın annesi bir zamanlar köle idiyse oğlunun evliliği konusunda beklentileri daha fazla olurdu.
Kont Josef Török von Szendrö ile Kontes Sophie Vetter von der Lilie'nin kızları olan Marianne May Török de Szendrö Mısır Hıdiv'i II. Abbas Hilmi ile evlenince Müslüman olur ve Zübeyde adını alır. Daha sonra adını Cavidan olarak değiştirir.
Prenses Cavidan Hanım'ın fikirlerini hayat görüşünü ve onunla ilgili diğer bilgileri kitabın sayfalarında satır aralarından okuyabilirsiniz.