Çalışmamızın çıkış noktası olarak kabul edebileceğimiz Hz. Mevlânâ ve Mesnevî üzerinde yapılan ve "popüler" olarak nitelendirebileceğimiz birçok çalışma Hz. Mevlânâ'yı yansıtmaktan uzaktır. "Bir ayağım sabit diğer ayağımla yedi cihanı dolaşıyorum" diyen Hz. Mevlânâ ile ilgili çalışmalar onun bu sözüne tezat oluştururcasına belli alanlarla sınırlı kalmış ve şerhlerde yararlanılan bilim dallarına ve akademik çalışmalara aksedememiştir. Bu dar ilgi alanı çağdaş edebiyat dilbilim çeviribilim psikoloji ve sosyoloji gibi bilim dallarının önünde el değmemiş zengin bir kaynak olduğuna da bir işârettir. Ziya Avşar'ın deyimi ile "klasik kültür birikimimizin mahzeni" olan şerhler konusunda küçük de olsa atılacak her adım bir sonraki adımlar için cesâret verici ve teşvik edici bir görevi de yerine getirecektir.
Çalışmamızda Mesnevî'nin ilk on sekiz beytinin ve şerhlerinin seçilmesinin sebebi "Mesnevî'nin kalbi" olarak anılan bu on sekiz beyte hemen her şerhte özel bir ilgi gösterilmesi her şârih tarafından şerh edilmesi uzun uzun şerh edilmesi hatta bu on sekiz beyit için müstakil şerhler yapılmış olmasıdır.