Kapıyı sessizce kapattı ve salona geçti.Havada o aşık adamın parfümünün kokusu asılıydı.Bir ölünün kokusu.Sehpanın üzerindeki paketi aldı ve kağıdını yırttı.Pencerenin kenarındaki koltuğa ilişti.Gümüş işlemeli bir çerçevenin içinden hala yaşıyormuşçasına gülümseyen gözlerin sahibine baktı uzun uzun.Resmi göğsüne bastırdı ve kendi kulaklarının bile duyamayacağı kadar kısık bir sesle fısıldadı :
"Affet bizi Yasemin.Hepimizi affet."
Bir vedaancak masumiyeti kadar ölümsüz ve ancak mahkumiyeti kadar huzursuzdur.Bir veda ancak gidenkalanı kusuruyla yüzleştirmeyi başarabildiğinde kusursuzdur.Hayatının yarısını sağır yaşayanlardiğer yarısını dilsiz yaşamayı göze alacaklardır.
Çünkü vaktiyle sesini duyuramamış olan vicdangünü geldiğinde daha yüksek sesle konuşupsahibinin karşısında bir intikam gibi duracaktır!Ve insanher koşulda ve her şeye rağmensuçunu bir başkasının üzerine yıkmak üzere donatılmıştır ; ta ki bugünündüne dönüşü imkansız bir uzaklık olduğunu anlayıncaya kadar...