Bu insanların başında kubbe yok. Allah ile aralarına birileri girmiş. Bir duvar çekmiş onları labirentlere almışlar. Tabiatın ırzına geçilirken nükleer bombalar dünyamıza tehdit oluştururken nerede bilim adamları aydınlar? Eskiden belediyelerde kadrolu fareler vardı. Rögarlar sıkıştığında bu kemirici fareleri kanalların içini kemire kemire açsınlar diye atarlardı oraya. Rögar fareleriydi bunlar. Şimdi aydınlarımız. AKP hükümetinin başına bir sıkıntı geldiği zaman köşelerden rögar-lara atılan fareler gibiler... AKP'nin inşaat şirketlerinin altın şirketlerinin nükleercile-rin önünü açmak üzere görev üstlenip Amerika'nın iktidarın rögar fareleri oluyorlar... Bu rögar farelerinin şöyle dönüp de göğe şu sonsuz semaya bir baktıkları yok. Bu topraklarda istediğimiz altına gireceğimiz küçük bir kubbedir... Biz bu ülkenin altınlarını değil ağaçlarının gölgesini sevdik. Hafız'ın lafıdır; Rüzgâr geçtiği yerlerin kokusunu taşır...' Herkes bulunduğu yerin kokusunu taşır... Gökkubbenin veya rögarların...