250 milyar dolar dış ticaret hacmi olan Türkiye'nin küresel gelişmelere ilgisiz kalması herhangi bir küresel düzenleme ve piyasa dinamiğinden kendini izole etmesi düşünülemez. Son yıllarda küresel boyutta önem kazanan düşük karbon ekonomisine geçiş süreci de bu şekilde ele alınması gereken bir olgudur. İklim değişikliği ile mücadelede sera gazları salınımını azaltarak düşük karbon ekonomisine geçişi sağlayacak en etkin mekanizmaların başında karbon piyasaları yer almaktadır. Arz ettiği özel durum nedeniyle bu mekanizmaların oluşumundan günümüze kadar sistemin dışında kalarak avantajlarından pek faydalanamamış olan ülkemizin bu konumunu devam ettiremeyeceği aşikardır. Zira dünya genelinde ekonomik dengeleri yeniden tanımlayan karbon faktörü er ya da geç Türk iş dünyasının dolayısı ile de toplumumuzun hayatına girecek ve çok önemli sonuçlar doğuracaktır. İşte bu kitabın amacı Türk kamuoyunu yukarıda bahsedilen gelişmeler zorunlu bir şekilde günlük hayatımızı şekillendirmeye başlamadan söz konusu alanda mevcut küresel düzenlemeler ve en son gelişmeler hakkında bilgilendirmek ve bu son derece önemli konu hakkında ülkemizde bir farkındalık oluşmasına katkıda bulunmaktır.