Türkiye'de mafya "Susurluk Skandalı"ndan beri daha geniş bir çerçevede tartışılıyor: uyuşturucu ticaretinden nemalanan suç örgütlerinin ticari ve politik çıkarı birleştiren çetelerin hükümet ve devlet aygıtıyla ilişkilerinin boyutları yavaş yavaş ortaya çıkıyor. Türkiye'nin Mafyası öncelikle ülkenin geleneksel "kabadayı" alt-kültürünün geçirdiği bu dönüşüm sürecinin bir toparlamasını hatırlatmasını yapıyor. Babalığın modernleşme dinamiğine dair kapsamlı bir tasvirin yanısıra uluslararası uluşturucu ticaretinin işleyiş mekanizmaları ve Türkiyeli suç örgütlerinin bu "düzen"deki yerine dair kriminolojik açıklamlaar kitabın özgün katkılarından birini oluşturuyor. "Bu alem"in son yıllardaki önemli portkelerinden Hüseyin Baybaşin'in kendi ağzından hayat hikaleyi kitabın sunduğu özgün malzeme içinde önemli yer tutan bir başka başlık. Keza Avrupa'daki göçmen Türk ve Kürt cemaatlerinin mafya ve uyuşturucu dünyasına nasıl entegre olduğuna ilişkin bilgiler "Türkiye'nin Mafyası'nı anlamak için şimdiye dek pek aşina olmadığımız bir ufuk açıyor. Türkiye'nin Mafyası "Susurluk"un kanıksanmasını engelleme çabasına değerli bir katkı.