Salman Rushdie Temmuz 1986'da Nikaragua'ya gittiğinde neyle karşılaşacağını bilmiyordu. Burada gördükleriyse son derece ezici oldu: Alınlarında kurşun deliği bulunan masklar ve kapalı çarşılara dönüşmüş kahramanlar kültürü. (Sanduno'nun kendisi şapkasıyla özdeşleşmişti.) Yanıbaşında hayaletler dolaşıyordu. Şairler deryasında boğulmuştu Tagore üzerine nutuk dinlenmişti. Contra'ların vurdukları bir kompütder gördü ve gerçek kitapları yiyebilen hayali bir köpekle karşılaştı.....