Böylesine yıkıcı ve öldürücü oluşları isyancıların suçu değildi. Hiçbir zaman aralarında konuşup anlaşmalarına fırsat verilmemişti. Onları politik ya da ekonomik yönden aydınlatcak kimseler gelmemişti. Adam öldürmeden ortalığı yakıp yıkmadan durumlarını nasıl düzelteceklerini işçilere öğreten bu kitap yoktu. Diktatörlerin adamları olmayanlar boyun eğmek zorundaydılar işçiler köylü ve önemsiz kişilerin tek görevi vardı. İtaat etmekti bunun adı. Hiçbiri herhangi bir hakka sahip değildi. Körükörüne boyun eğmek itaat etmek benliklerinde kökleninceye dek kamçılanmışlardı. Azınlığa birçok haklar verilir çoğunluğa ise sadece görevler yüklenir ve bunlara durumlarını eleştirmelerine olsun bir hak tanınmazsa sonuç daima kaçınılmaz bir kaosa dönüşecektir.