BU ÇOCUĞA NE OLDU?
Türk gazetelerinin ilk sayfalarında ilginç bir öykü olarak evlat edinildiğimiz haberini okuyan biri hiç kuşku yok ki evlat edinilmenin millî piyangoyu kazanmaktan daha iyi olduğunu düşünecektir. Oysa yüzeyin ötesine geçilir ve evlat edinilmemizin kişisel uzantıları derinlemesine düşünülürse şaşırtıcı derecede farklı bir durum ortaya çıkacaktır. Mücadele sona ermemiş yalnızca biçim değiştirmişti.
***
Hayalden Öte sıra dışı olduğu için ilgi çekici yazarının yorumları açısından düşündürücü bir özyaşamöyküsü. Bu öykü büyüğü on bir yaşında iki erkek kardeşin varsıl bir aile tarafından evlat edinilmelerinden sonra hayatlarında meydana gelen büyük değişimi anlatıyor. Çocuklar İzmir'in en yoksul mahallelerinin birinde sefalet içinde yaşıyorlardır. Onları evlat edinenlerse İzmir'deki Amerikan Konsolosu ve eşidir. Canını dişine takarak hayata tutunmaya çalışan küçük Faik Özyeşil bir anda varsıl ve şefkatli bir ailenin korunaklı yuvasında güven içinde yaşayan Faik Byrns'e dönüşmüş küçük kardeşiyle bu dönüşüme kolayca ayak uydurmuştur. Faik Byrns'ün bundan sonraki inişli çıkışlı yaşam serüveni de başlı başına ilginç. Bana daha da ilginç gelen yazarın sonradan ulaştığı yürek bağını önceki kan bağından üstün tutmasına karşın yaşamının büyük bir bölümünü geçirdiği ekonomik sistemini beğendiği yaşama biçimini benimsediği yeni ülkesi Amerika'da değil doğduğu ülkenin kültürünü yeğleyip burada Türkiye'de yaşamayı seçmiş olmasıdır.
Prof. Dr. Sevda Şener