Güneş birden yükselmişti sanki; ortalamamıştı ama gökyüzünün mavisi yalazlarla tutuşmuştu. İnsan gözünü açıp çevresine bakamazdı. Koyu bir karanlıkta yaşanıyordu. Güneş ışığı bu koyu karanlığı büsbütün güçlendiriyordu. Çok dar bir kesit görebiliyordu. Dar kesitte her şey ayrıntısından uzaklaşıyordu. Ya da kırık camların çarpıştığı sonsuz görüntülerle bezenmiş bir çiçek dürbününden izlenebilirdi her şey: ne çok ayrıntı... İşte sokaklar sonsuz gölgelerle sayısız renklerle kuşatılmıştı. Sabahtı. Kavun içiyle kırmızı arası bir renk egemenlik kurmak istiyordu. Önüne geçilemiyordu bunun.