Türk-İran ilişkilerinin sadece 'güvenlik' başlığı altında incelenemeyecek derinlik ve hacimde olduğunu düşündürecek çok sayıda neden var. Özellikle 19.yüzyılın ikinci yarısından itibaren farklılaşan ve derinleşen ilişkilerdeki iniş çıkışlar her iki ülkenin de kesintisiz sıcak gündemi olageldi. Biri laik öteki İslami mecradan akmış olsa da her ikisinin yolu da cumhuriyete çıkmış genç ve modern iki farklı ideoloji devleti bu nedenle mutlaka birlikte ele alınmalıdır. Firuze Köprüde Üçüncü Cumhuriyet'te düşünsel eksenden politik kutuplaşmaya kadar İran'daki fikri tartışma ve siyasi çekişme skalasının tüm süreçlerine Türkiye'deki yansımalarıyla birlikte değinilmeye çalışılıyor.