'İçimde öyle bir his var ki tanrıların ölümsüzlüğüne karşı bir meydan okuma olan Mausoleion'u diken bizler o nihai bitime doğru yükseldikçe yaşam misyonlarımızı tamamlayacağız. Her birimiz onun yüzeyinde bir taş olarak insanın en sonunda tanrı olacağı güne değil sonsuzluk uykumuza yatacağız. Çağlar geçecek. Belki yıkılıp tahrip edileceğiz; belki kireç ocaklarında eritilip başka bir yapı için harç olacağız; belki yerlerimizden sökülüp kale duvarlarına sıvanacağız; ancak ölümsüz ruhlarımız hiç yitmeyecek; Halikarnassos'un mavi semalarında varlığın yok olacağı her şeyin yaradanına dönüp onunla bütünleşeceği zamana dek sonsuz gezintisini sürdürecek...'