Günümüzde boş zamanı doldurmak amacıyla başvurulan ve yararsız diye küçümsenen oyun bir varoluş ideali olarak ütopyanın en temel öğesi olabilir mi? Bernard Suits esprili bir üslûpla yazılmasına karşın ciddi bir felsefe metni niteliği taşıyan bu kitabında sorunu Doğu'nun oyuncu ve bilge Çekirge'si aracılığıyla durduğu çok farklı bir noktadan tartışmaya açıyor.
Alternatif bir oyun teorisi ortaya koymak üzere yola çıkan Suits öncelikle güçlü mantık yürütmelere dayalı argümanlarla oyunun tanımını yapmaya çalışıyor. Oyun kavramına net bir çerçeve çizme çabasıyla satrançtan spora kâğıt oyunlarından insanların birbirine oynadığı oyunlara kadar oyun kapsamına giren her şeyi didik didik ediyor.
Bu arada oyunu dışlayan her şeyi alınabilir ve satılabilir bir yararcılık ölçeğinde değerlendiren günümüz kültürüne egemen olan "iktisadi aklı" reddediyor. İktisadi aklın ahlaki ekonomik bilimsel erotik vb her türden yoksunluğa dayalı bir kültür olduğunu vurgulayıp bir bolluk ve oyun toplumu olarak yeni bir ütopya kurguluyor. Çalışma ahlakına karşı oyuna adanmış bir yaşam ahlakını savunan bu ütopyada çalışma üretim üretim finansmanı dağıtım paylaşım gibi bütün etkinlikler çözüme kavuşturulmuştur. Çalışarak elde edilebilecek hiçbir şey yoktur. Her şey herkes için vardır. Anlamlı bir etkinlik olarak bir tek oyun kalmıştır. Ahlak aşk arkadaşlık sanat cinsellik hayranlık beğenilme gibi kavramlar da oyuna göre yeni içerikler kazanmıştır...
Ciddi ama aynı zamanda son derece eğlenceli bir felsefe metni olan Çekirge diyaloglardan oluşmuş rahat okunan bir kitap. Bize hayatımızın en temel öğelerinden biri olduğu halde iktisadi akıl tarafından dışlanan oyunu bir varoluş ideali olarak tekrar hatırlatıyor.
Oyun yeteneğini henüz yitirmemişler için...