Ahlaki yargılarımız tıpkı arzularımız ve isteklerimiz gibi yaptıklarımızın güdüleyicisi olabilir. Ahlaki yargılar aynı zamanda kendimizin toplumumuzun dünyamızın başına gelebilecek şeyler konusundaki tavrımızı da şekillendirir. Bunu bazen 'iyi-kötü' 'doğru-yanlış' gibi doğrudan değer ifade eden yargılarla bazen de 'sapık deli terörist' gibi değer-yüklü sözcüklerle pek düşünmeden yaparız. Madem Modern çağda 'Tanrı öldü!' ve 'her şey mubahtır' o halde ahlaki yargılarımız neye dayanmaktadır? Ya da her şeyin görece olduğu Post-modern çağda bunlar ne denli güvenilirdir ve bayka yargılarımızla ne ölçüde tutarlıdır?