Altmışlarda dünya bir 'büyük değişim' düşüne uyanmıştı. Bu değişimin ufkunda büyük ve soylu kavramlar bekliyordu insanı: Barış kardeşlik eşitlik gibi. Bu kavramlar ufuktan hiçbir zaman kaybolmadı. Ama birçok kadının dünyasında daha çetin bir mücadelenin konusu olan daha derinden etki eden ve daha devrimci sonuçlar getiren asıl dönüşüm küçük değişimler olmuştu. Belki bir büyük değişim düşünün ufuktan asla yitirilmemesini sağlayan da yine bu küçük değişimlerdi. Kapitalizmi cinsiyetçiliği militarizmi sorguladığı yapıtlarıyla tanınan Marge Piercy Türkçede yine Ayrıntı Yayınları'ndan çıkan Zamanın Kıyısındaki Kadın adlı bilim-kurgu romanında cinsiyetçilikten arınmış doğayla barışık bir 'kadın ütopyası' yaratırken bu ütopyada anlatılan yaşamın ruhuna uygun yepyeni bir dil kurmayı da başarmıştı. Küçük Değişimler'de ise arka planda Amerika'nın 68'ini canlandırırken bir yandan da bambaşka çevrelerden gelen önlerinde bambaşka hedeflerle yetişkin yaşamına başlayan iki kadının Beth ile Miriam'ın hikayesini anlatıyor bize. Ufak tefek çekingen Beth liseden sonra hayatının aşkıyla evlenerek 'muradına erer'; gösterişli ve atak zekasıyla erkekleri korkutan Miriam ise eğitime devam edip kariyer apacak 'kendi ayakları üzerinde' durmayı öğrenecektir.