Elinizdeki kitabı daha ilk sayfalarında demode hale getirmek pahasına şunu itiraf etmeliyim ki ben; eşitlikçi özgürlükçü katılımcı paylaşımcı ve kapitalizme karşı bir dünya ütopyasının hala peşinden gidiyorum. Bu köhnemiş ütopyadan daha akla yakın bir gelecek projesi ise yok. Tabii telaşa kapılmamda bayağılıklara alçaklıklara ve olup bitenleri donuk kurbağa gözleriyle sadece seyreden çoğunluğa (hele onlara...) karşı duyduğum öfkenin de rolü var. Ama Özal'ın dediği gibi zaman içinde bunlara alışıyor insan.