"Askeri ayaklanmayı hazırlayıp düzenleyenler alçak ve yüreksiz oldukları kadar ihtilal kurallarından da habersizdiler. Tarihlerde okudukları ihtilaller hakkındaki bilgileri de eksikti. İhtilalin nasıl idare edileceğini bilmiyorlardı. İşte böyle miskinler 31 Mart ayaklanması'nın tertipçisiydiler. Her biri kendisini bir ihtilal kahramanı sanıyordu. Tehlikelerle dolu siyaset sahnesinde aktörlük yapmaya kalkmışlardı. Netice ne oldu?
Utanç!. . . Boş yere dökülen kan. . . .
Biz kitabımızda bu iki buçuk yılın olaylarını özetledik. Vicdanî kanaatımıza ve düşüncemize göre açık serbest anlattık ve eleştirilerimizi de ona göre yürüttük. Şu iki buçuk yıl içerisindeki olaylarda melek sandığımız insanların bazılarını şeytan gördük. Kötü zannettiklerimizin de bazılarını melek bulduk.
Biz bu kitabımızda hatalarımızı da itiraf ettik. Olayların içyüzünü içerisinde yer alanlarla birlikte hatır ve gönüle bakmaksızın tüm çıplaklığıyla açıkladık. Millet devlet adamlarını tanısın ve artık aldanmaktan kurtulsun diye vatansever geçinen canileri cinayet ve ihanetleriyle gösterdik.
Bu kitabımızda hükümet adamlarına karşı olsun muhaliflere karşı olsun iktidardaki partiye karşı olsun kısacası olaylarla ayrı ayrı ilişkisi olanlara karşı olsun eleştirilerimizde şiddet gösterdiğimiz düşünülse bile gerçeklerden ve nezâhate riayetten ayrılmadığımıza eminiz." (Mevlânzâde Rıfat)