Gökteki dolunay gülüyordu bana. Böyle delice saniye sektirmeden kürek çeken birini ilk kez görüyor du belki ay. Onunla gırgır geçtim biraz küreklere asılırken. Artık güzelliğini gizemini yitirdiğini söyledim ona. İnsanlar onun da üzerine kirli ayaklarıyla basmışlardı. O günden sonra kimse sevgilisine ay yüzlüm diye şiir yazamadı. Ay ışığında yapılan seranatlar bitti. Ay aşkı anlatan bir öğe olmaktan çıktı maddeleşti ete kemiğe büründü. Yani biz insanlar onun da içine ettik. İşte bunları bağırdım ona ve artık orada öyle gerinmesinin bir anlamı olmadığını söyledim...