Birden elindeki elmayı uzattı ve gözleriyle benden onu dişlememi istedi. Fakat ben dudaklarımı daha sıkı kapattım. Yüreğimdeki dilsiz bir duygu diyordu ki an büyük bir inkılâp anıdır. Bütün varlık olduğu yerde durmuş heyecanla bekliyordu. O bir isyan alevi gibi karşımda dalgalanıyor ve sabırsız yakıyordu beni. Bense kalbinde korkunç bir volkanın patlamak için sabırsızlandığı dağ zirvesinin sakinliğine sahiptim. O her an daha kararlı ve saldırgan ben her an daha tereddütlü ve ezgin. Günah duygusu. İsyan delirme acı macera perişanlık kaygı vicdan şaşkınlık korku yakınma iştiyak coşku
aşk acı... Bir anda öfkeden bütün elmayı yuttum!
Bu kitap Sartre'ın deyimiyle yaralı bir yüreğin şiirleri kelimenin Farsça anlamıyla gazelleri ve çöle ait bir ruhun iç yakınışlarıdır. Bu çöl benim hem dünyam hem tarihim hem vatanım hem yüreğim yabancı benliğim çorak ve ateşli hayatım ve nihayet benim hikâyemdir. Bu varoluşun susuz esrarlı yakıcı bekleyen ve dertlenen çölüdür.