Baltacı Mehmet Paşa ve Prut Savaşı'nın Osmanlı İmparatorluğu'ndaki yerini sadece "uçkur" açısından görenler galiba biraz da Osmanlı'nın toplumsal ahlâkından çok kendi ahlâklarını ortaya koymuşlardır.
Geçmişin erkeğine bakış bu olursa kadınına yaklaşım da farklı olmayacaktır. Hor görülen küçümsenen ve cinsel ayrımcılığın en yüksek noktasına çıkılarak yerden yere vurulan Osmanlı Türk kadını sanki bu ülkedeki erkeklerin anası değildir.
Öyleyse "Avrat Pazarları" ndan saraylara ve kimbilir belki de karanlık izbelere kadar uzanan bu geçmiş hayata bütün olarak bakmamız gerekiyor.
Bu kitabı böylesine bir umudun muhafazası açısından değerli bir yaklaşım olarak nitelendiriyorum.
Ergun Hiçyılmaz