"Başkalarını nasıl gördüğümü biliyor musun? Nereden bileceksin ki... İnsan sadece kendi gözleriyle yanılır. Bulanık bir aşk yaşamıştım bir zamanlar. Beni yanılgılara sürüklemişti. Hayatın anlamını bulduğumu düşündürtmüştü. Sen inanmazdın ama bir şey demezdin. Suskunluğunu hiç bölmedim o yüzden. Sen sustukça ben insan aklının olmadığı bir yere gitmek isterdim: Dünyayı anlamlandıran bakışın olmadığı ağaçlarının iç boşluğuma doğru büyüdüğü..."
Şehrin ve hayatın onları sıkıştırdığı köşeden kaçarak hayal kurarak düşünerek mücadele ederek çıkmaya çalışan ya da çıkmak zorunda kalan bu insanlar yazının içinden imdat istercesine sesleniyor. Görülmek sayılmak bilinmek için... Farklı anlatım biçimlerini araştırdığı bu kitabında Murat Gülsoy biçare hallerimizin koridorlarında gezinmeye devam ederken "zihnin yangın yerinden kurtarılmış parçalar"ı irkiltici düşündürücü bir çerçeveyle sunuyor bize.