Acının pişmanlığın aman dilemenin yardım istemenin en umarsız en tiz çağrısıdır çığlık. Zamansız veya amaçsızca atılan çığlık boşlukta kaybolur gider. Geç kalan çığlıksa ya elden kayıp gidene bir ağıttır ya da gideni yeniden yakalamak için bilenmiş bıçak keskinliğinde bir haykırış çılgınca bir kovalamaca...
Kimi kör düşlerin tuzağında paramparça olan bir sevda; kimi yaşlı bir ninenin nasırlı parmaklarıyla torununa dokunuşu; kimi bir delinin beyninden silinmeyen analık duygusu bir doktorun umutsuz hastasını kurtarma çabası ya da yok edilen değerler için yakılan ağıtsı öyküler...
Sıradan insanların sıra dışı yaŞam kesitlerine sızarak onları yazınsal tatlarla öykülerinde dillendiren yazarın on üç öyküsünün ortak iletisi sevginin insanla doğa doğayla insan arasında evrensel bir duygu akışı olduğudur...