"Anadolu'nun en ortak en birleiştitici en kutsanmış müzik aygıtı sazdır.Aşık denen saz ustaları da kusanmış kişilerdir. Anadolu insanının evinde onlar için her zaman hazır bir köşe vardır. Alevi ritüelinde saz ve ustasını kutsamak aynı zamanda dinsel ritüelin bir parçası haline gelmiştir.Ve sevgiyi kutsamıştır bu ritüel.Sevgiyi insan sevgisini alıp en yüce mertebeye oturtmuştur.
Ama saz ustaları Karacaoğlan örneğinde olduğu gibi sadece ilahi olan aşkı değildoğal aşkı ve doğayı da dillendirmişlerdir yaşamktan doğan mutluluğu coşkuyu da yansıtmışlardır ölümün verdiği yıkıcı acı yanında. Sonuç olarak saz aynı zamanda inancı ve hayatı birleiştiren bir aygıt olmuştur.
Bir Anadolu insanının saz ile Dersim dağlarından dünyanın müzik başkenti Viyana'ya uzanan serüveni. Ülkemizde halk müziği yapanların çoğu kişilerce halkımız gibi küçümsenirken onlardan birinin Mozart'ların kentinde önemsenmesi ve gördüğü saygı sonradan görme sözde modernizmin çürüklüğünü ve sadece bir makyajdan ibaret olduğunu gösteriyor.
Saza dokunan ellerin kaleme de dokunması ne güzel."
Ragıp Zarakolu