Pera Palas bir otelden çok fazlasıydı. Yüz yılı aşan tarihi boyunca hep ilginçliğini korudu. Yüzlerce meşhur isini kaldı gizemli odalarında. Hikayenin kahramanı bu otel bazen batılılaşan bir toplumun şahitliğini yaptı bazen bu hareketin sembolü oldu. Batıya öykünen bir kuşağın çocukları bu otelde Şarklı bir ruhtan kurtulmanın yolannı aradı. Batıyla Doğu arasında sıkışmış bir toplum kararsızlığını bu otelin salonlarında "Vals" yaparak "Tango" yaparak gizlemeye çalışsa da bir gün "Kaşık Havası'Ş'la içinde yatan gerçeği gördü. Oteli barındıran Beyoğlu ise kendisini nostaljik ve alafranga hikayelerie dolu yaşamına geri döndürmek için çabalayanlara şaşıyor mu sanki ne? Mazide kalnuş Markiz Lebon Tokatlıyan Bon Marşe gibi hatıralarla Beyoğlu serüvenini tamamladı aslında.