Bir sabah uyandığımda salonunun camına büyük puntolarla yazılmış bir yazı astığını görmüştüm: "SATILIK". Altında sana ait olduğunu düşündüğüm bir telefon numarası vardı. Neden bilmiyorum açıklamasını yapamıyorum ama o an dayanılmaz bir istekle aramak istedim. Seni daha iyi görebileceğim bir pencerenin kenarına yaslanıp numarayı çevirdim. Telefonun uzun uzun çalmaya devam ederken ahizenin başında anlamsızca bir süre bekledin. Görebiliyordum seni. Cesaretini toplamak istercesine duruyordun ahizenin başında. Elin telefona uzandığında sesimdeki yapaylıktan olabildiğince uzaklaşmak için çok gayret sarf ettiğimi hatırlıyorum. Ev hakkında bilgi istedim: Kaç odaydı kaç metrekareydi kaç tuvaleti vardı gibi aslında hiç ilgilenmediğim soruları ardı arkasına sıraladım.