O Eşref Bitlis'in şüpheli ölümünden bir ay sonra 17 Mart 1993'te 30 arkadaşıyla birlikte görevinden istifa etti. Dilekçesinde; "Güneydoğu'da yetkili organlar içerisinde oluşturulan bir çete cereyan eden hadiselerin gerçek boyutlarının Türk Milleti tarafından görülmesini engellemektedir." dedi. Yaşanan gerçekleri anlatmaya niyetlendiği sırada 4 Kasım 1993'te cesedi bulundu. Hanefi Avcı'ya göre; JİTEM'i ve Yeşil'i bilen emniyet görevlileri Genel Komutanlığa gidip Yeşil ile karşılaştıklarında YEŞİL elindeki Smith Wesson marka tabancayı göstererek; "Bununla ateş ettim gerekirse size de ateş ederim." dedi. Katil Yeşil miydi?
PKK itirafçısı ve JİTEM elemanı Abdülkadir Aygan "Arif Doğanlar Eşref Paşa'nın öldürülmesiyle bir değil iki kuş vurdular." diyerek "Hem Güneydoğu sorunun barış ve diyalogla çözümünden yana olan bir paşa ortadan kaldırıldı hem de hain durumuna düşürülen Cem Ersever'in öldürülmesinin önü açılmış oldu." açıklamasında bulundu. Bu suçlamalara "JİTEM'i ben kurdum." diyen Emekli Albay Arif Doğan ise "Bu adam bir kansız ve şerefsizdi... Ben onu İsviçre'de öldürttüm. Hatta kellesi ve gövdesi ayrı yerlerdedir. Sürekli olarak basın organlarında boy gösteren adam Abdülkadir Aygan değildir." şeklinde cevap verdi. Arif Doğan'a göre; "Cem o ölümü hak etmemişti. Sevapları da çoktu o çocuğun günahları da..."
Medya organlarında kaynaklarına rastlayabileceğiniz bütün bu tartışmaların ortasında yıllar önce JİTEM'in varlığını ilk defa belgeleriyle kanıtlayan Gazeteci - Yazar Çetin Agaşe merkezdeki isim Binbaşı Cem Ersever etrafında JİTEM gerçeğini belgelerle gözler önüne seriyor. Kesnizani Tarikatı'ndan Büyük Tehlike Hatay-Adana-Mersin Üçgeni'ne; bu tehlikenin farkında olan Binbaşı Cem Ersever'in faaliyetlerinden PKK sorununa; faili meçhul cinayetlerden istihbarat birimlerinin kirli dalaverelerine kadar birçok çarpıcı soru elinizdeki kitapla cevaplarına kavuşuyor...