İçinde yaşadığımız çağ pek çok adlandırmanın yanı sıra tüm toplumsal grupların kendi kimlik ve kültür eksenlerini merkeze alarak varlık alanlarının yeniden tanzimine yönelik beklentilerini büyük hoparlörlerle dillendirdiği bir 'talepkarlar çağı? olarak da adlandırılabilir. Bu çağın izlerini farklı toplumlarda ve toplumsal katmanlarda takip edebilmek ortaya çıkardığı yeni ilişki ve iletişim biçimlerini irdeleyebilmekse kitabın ortaya çıkışını tetikleyen ana itkidir. Dünyanın kitle iletişim araçları ve iletişim teknolojileri ile sarmalandığı bir dönemde kitap sosyal bilimlerinin ana ilgi alanları arasında yer alan kültürel sorun ve temaları anlama çalışmalarına iletişim bilimin merceklerini kullanarak katkı vermeyi konuyu geniş bir skala üzerinden okurunun gündemine taşımayı hedeflemektedir. Bu bağlamda kültürlerarası iletişim ve çokkültürlülük çalışmalarının toplumsal ve toplumlar arası uzlaşı köprülerinin inşasına katkı sunma potansiyeli kitabın temel önkabulleri arasında yer almaktadır.