Günümüz dünyasında yaşayan bir Masal Cadısı düşünün. Ormandaki kulübesinde yalnız başına kalan yıllardır insan yüzü görmediği için cadılık meziyetleri pas tutan hatta süpürgesini bile uçurmayı başaramayan bir cadı. "Televizyon ve internet varken çocuklar masalı ne yapsın?" dediğinizi duyar gibiyiz. Nitekim Masal Cadısı da bu durumdan nasibini almış olacak ki uzun zamandır masallarını dinlemek için çağırılmamış olmaktan şikâyetçi. Bu duruma canı çok sıkılan Cadı günlerden bir gün süpürgesine atlar ve "Madem çocuklar bana gelmiyor ben onların ayağına giderim." diyerek yola koyulur. Zar zor kente ulaşır. Bir grup çocuğu sokakta oynarken bulur. Onları çeşitli sürprizlerle şaşırttıktan sonra "Kim masal dinlemek ister?" diyerek masal anlatmaya koyulur. Ama çocuklar türlü bahanelerle onu geri çevirir. Daha sonra onları dayanılması güç bir bahane ile kandırarak sihirli süpürgesine atladığı gibi hepsini ormandaki kulübesine götürür... Çocuklar düştükleri tuzağın farkına geç de olsa varırlar. Ama ne çare ki gece boyunca Masal Cadısı'nın masallarını dinlemeye mecbur kalırlar bir kere... Cadı gece boyunca türlü türlü masallar anlatır. Üstelik bu masallar öyle sıradan masallar da değildir. Çocukların kendi masallardır...

Ödüllü yazar Seza Kutlar Aksoy bu kitabında Masal Cadısı kılığında karşılıyor okurlarını. "Önemli olan istemeyi bilmek. Birileri mutlaka yardıma koşar." diyor ve yaşamın zor anlarında karşımıza muhakkak bir Masal Cadısı'nın çıkacağını ve bize yol bulmamızda yardımcı olacağını söylüyor.

Yaşamlarımızın birer masaldan farksız olduğunu vurgulayan yazar hayalden gerçeğe uzanan bir dünyaya doğru keyifli bir maceraya davet ediyor okurlarını... Saadet Ceylan'ın kitabın dördüncü basımı için ebru tekniği ile resimlediği "Küçük Prenses ve Kardelen" hem gözlere hem de kulaklara hitap eden benzersiz bir çalışma...

Masal tadında bir dünya için!..