HALİD ZİYA UŞAKLIGİL İLE YUNUS NADİ'NİN TORUNU OLAN VE GAZETEYİ 13 YIL YÖNETEN EMİNE UŞAKLIGİL'DEN Cumhuriyet'e İÇERDEN CESUR BİR BAKIŞ
Benim Cumhuriyet'im bir ailenin bir gazetenin ve basın dünyasında bir kadının birlikte akan öyküleriyle Türkiye'nin yakın tarihine içeriden bir bakış... Bu bakış matbuat tarihimize ve matbuatımızın önemli gazetecilerine aydınlatıcı bir ışık tutuyor.
Cumhuriyet gazetesi yakın dönem siyasi tarihimizin en önemli ayaklarından birisidir. Kurulduğu günden beri sadece bir gazete olmakla yetinemeyecek kadar sorumluluk üstlenmiş Türkiye Cumhuriyeti'nin geçirdiği tüm dönüşümlerde yadsınamayacak roller almış "kurucu kadronun kurucu gazetesi olma" kimliğini yitirmemeye çalışmıştır.
Unutulmamalıdır ki her gazetenin olduğu gibi Cumhuriyet gazetesinin de tarihi kurucularının sahiplerinin çalışanlarının yazarlarının muhabirlerinin ve okurlarının olduğu kadar bir büyük ailenin de tarihidir. Emine Uşaklıgil bu büyük ailenin hikâyesini her iki anlamını da taşıyarak kahramanı kâh Yunus Nadi kâh gazete kâh ailesi kâh Osmanlı kâh Türkiye Cumhuriyeti kâh kendisi olan bir kitapla anlattı.
Gelgelelim on beş yıl boyunca Cumhuriyet gazetesinde yöneticilik yaptıktan sonra bu görevini hem aile içi hem kuşaklar arası yıkıcı bir iktidar kavgası sonucu bırakan Emine Uşaklıgil'in hayalindeki gazete ise bambaşkaydı:
"Oysa benim düşlediğim Cumhuriyet öyle bir gazete olacaktı ki basına damga vuracaktı. Çoğulculuğu savunacaktı. Çocuklara dünyaya gelmiş olmaktan pişman olmayacakları bir dünyanın mümkün olduğunu anlatacaktı. Sürdürülebilir ekonomiye ve çevreye önem verecekti. Dünyanın yaşanabilir bir yer olabileceğini bu konuda bir şeyler yapmanın mümkün olduğunu hatırlatacaktı. İktidar odaklarına karşı eşit uzaklıkta duracak kamunun toplumun yurttaşın tarafını tutacaktı."